Yükleniyor...

Yazılarım

CESARET ÇAĞRISI
Öğrenmek kolaydır. Beynimiz bir bilgisayar gibi çalışır. Yazılan herşeyi “Save” edip daha sonra kullanmak üzere depolar. Fakat bir çok kişi bu dosyaları “read-only” (yalnızca okunabilir) formatta kaydettiğinden tekrar üstünde oynama yapamaz. Bir çok beyinde de bu dosyalar “Password” lerle korunur ve kilitlenir. Çoğunlukla da bu şifreler unutulur gider.
Yaşam dediğimiz süreçte, temiz hard diskimizi o kadar doldururuz ki.
Kimi doğru, kimi yanlış.
İnançlar, tabular, anılar, kalıplar, kurgular, olurlar, olmazlar her kıvrımda saklanır. Ve bu temellerin üzerinde “benim görüşüm şudur” diye inşa ettiğimiz onlarca yapılar. Her gün onlarcası eklenir üstüste, üstüste. Ardımıza baktığımızda, çoğu zaman temelin ne olduğunu bile hatırlamadan, oluşmuşlarla geçiririz hayatımızı.
Bir bakarız, çevremizi de bu yapılar kaplar. Hayatımızı bu binaların penceresinden görmeye başlarız. BEN dediğimiz, özdeki saf yapıdan çıkıp, dışardaki yapıya dönüşür. Sonra en acısı BEN’imizi de unuturuz .
Bizim işimiz öz BEN’le. Sevgiden başka besini olmayan. Karşılıksız, koşulsuz.
Asıl görev içimizdeki bu mükemmel BEN’lerimizi bulup çıkarmak. Bunu yapmak için de kaleleri, zindanları yıkmak, taş taş üstünde bırakmadan.
Biliyorsunuz bir alışkanlığı 3 günde oluştururuz, 3 haftada zor yıkabiliriz. Kolay değil bu süreç biliyorum. Her aşaması cesaret işi.
Her aşamada karşınızda gelenekler çıkar, eli bıçaklı.
Yargılar çıkar, hem de azılısından.
Bizim korkaklarla işimiz yok.
Cesur ruhlara ihtiyaç var, yükselmek için.

Gerçek öğrenme, eskileri unutmaktır.
Önümüzü kapayan, insan özümüzden uzaklaştıran yargıları, korkuları, inançları silmektir bir kalemde.
İşte o zaman, hayat denilen süreci harika bir şekilde deneyimler ve gerçeğe varırız.

Dolunun içine yeniyi koyamayız.
Eskileri atalım ki gelsin yenisi.

Sevgiyle kalın.

Erkan Sarıyıldız