Bir gün oturun da zihninizin seslerini dinleyin.
İçerde sanki yüzlerce satıcı olan bir pazar yeri .
Bir tarafta bugün yaşadıklarınız, yapılan konuşmalar bağırmakta hiç susmamacasına.
Daha ötede olsalar, olmasalar, pişmanlıklar dertleşiyorlar.
Başınızı çevirin, bugün radyoda dinlediğiniz şarkı kulağınıza çalınıyor dertli dertli.
Arkadaşınız, patronunuz, eşiniz dostunuz elele vermiş sizi çekiştiriyorlar.
Ödemeler, projeler, almalar, vermeler de cabası.
Her tarafta sesler, sesler, sesler.
Hele bir sus deyin, sesler daha da şiddetlenir. Fısıltılar, bağırtılara dönüşür.
Zihnin önemli bir zayıf noktası bu. Sustu mu ölecek sanır kendisini. O yüzden siz sesleri azaltmaya çalıştıkça, O, ben burdayım yaşıyorum demek için sesini ve kargaşayı biraz daha arttırır.
Zihinle olan savaşınızda baştan mağlup olduğunuzu kabul edin. Burda yapılması gereken zihne üşüşen düşünceleri durdurmak veya susturmak olmamalı. Bunun mümkün olmadığını biliyoruz.
Esas olan bulunduğunuz konumu değiştirmek. Zihnin sahibi değil, seyircisi konumuna geçin. Gelen gelsin, giden gitsin. Siz sadece sessizce seyredin. Yeni bir düşünce geldiğinde “Oooo hoşgeldin sende mi buradasın ?” deyin. Mücadeleyi bıraktığınız için çok tutunmaz yerinde, çabucak yerini bir yenisine bırakır. Bir diğeri daha sonra. Bu devinim sürekli devam eder.
Ve ne güzel ki bir süre sonra gelme hızları gittikçe azalmaya başlar.
Akışın önüne geçip mücadele etmedikçe sakinleşir. Sizde huzurun kanatlarında dinginliği yaşarsınız.
Hayatta hiçbir şeyi oldurmaya çalışmayın, olmasına izin verin ki hayatınız cennete dönüşsün.
Sevgiyle kalın
Erkan Sarıyıldız
İçerde sanki yüzlerce satıcı olan bir pazar yeri .
Bir tarafta bugün yaşadıklarınız, yapılan konuşmalar bağırmakta hiç susmamacasına.
Daha ötede olsalar, olmasalar, pişmanlıklar dertleşiyorlar.
Başınızı çevirin, bugün radyoda dinlediğiniz şarkı kulağınıza çalınıyor dertli dertli.
Arkadaşınız, patronunuz, eşiniz dostunuz elele vermiş sizi çekiştiriyorlar.
Ödemeler, projeler, almalar, vermeler de cabası.
Her tarafta sesler, sesler, sesler.
Hele bir sus deyin, sesler daha da şiddetlenir. Fısıltılar, bağırtılara dönüşür.
Zihnin önemli bir zayıf noktası bu. Sustu mu ölecek sanır kendisini. O yüzden siz sesleri azaltmaya çalıştıkça, O, ben burdayım yaşıyorum demek için sesini ve kargaşayı biraz daha arttırır.
Zihinle olan savaşınızda baştan mağlup olduğunuzu kabul edin. Burda yapılması gereken zihne üşüşen düşünceleri durdurmak veya susturmak olmamalı. Bunun mümkün olmadığını biliyoruz.
Esas olan bulunduğunuz konumu değiştirmek. Zihnin sahibi değil, seyircisi konumuna geçin. Gelen gelsin, giden gitsin. Siz sadece sessizce seyredin. Yeni bir düşünce geldiğinde “Oooo hoşgeldin sende mi buradasın ?” deyin. Mücadeleyi bıraktığınız için çok tutunmaz yerinde, çabucak yerini bir yenisine bırakır. Bir diğeri daha sonra. Bu devinim sürekli devam eder.
Ve ne güzel ki bir süre sonra gelme hızları gittikçe azalmaya başlar.
Akışın önüne geçip mücadele etmedikçe sakinleşir. Sizde huzurun kanatlarında dinginliği yaşarsınız.
Hayatta hiçbir şeyi oldurmaya çalışmayın, olmasına izin verin ki hayatınız cennete dönüşsün.
Sevgiyle kalın
Erkan Sarıyıldız