Yükleniyor...

Yazılarım

ZOR ZAMANLAR
Zor zamanlardayız.
Ekonomi çıldırmış, insanlar belirsizlik içinde, gençler gelecekten korkuyor ve amaçsızlık dizboyu, gazetelerde cinayet haberleri, suçsuz gençlerimiz ne olduğunu bile anlayamadıkları saçma sapan bir güç savaşı için canlarını veriyorlar, düşen uçak haberleri ardı ardına, aslında dünyanın imkanı yetebilse de hala açlıktan ölen insan sürüleri….. İnanın, açıp gazete okumaktan, televizyonda haberleri izlemekten bile korkar oldum. Yine hangi içler acısı haberle karşılaşacağım diye gündemi takip etme uğruna korka korka öylesine hızlıca bakıp geçmeyi tercih ediyorum.
Bütün bunlar olurken de diğer tarafta, gerçeklerin acıtıcı yüzü yerine sanal yalanlara boğulmaya çalışılan yurdum insanı. Uyuşturucu gibi zihinlere zerkedilen diziler, magazin atışmaları, gittikçe yozlaşan ve toplumun özkültüründen uzaklaşan sanat? eserleri her tarafımızda. Bunun nedeni çok açık, farkettirmeden yoketmek.
Zaman zaman sebebini anlamadığınız iç sıkıntılarını, herşeyden kaçıp kurtulma hissini, yaşamın boş bir süreç olduğu yanılgısını hissetmiyor musunuz?
Günlük yaşamın o mekanik rutinliği, trafikteki karmaşa sık sık çıldıracakmış gibi hissettirmiyor mu?
Sokakta en ufak bir olayda birbiriyle kavga etmek için bekleyen, patlamaya hazır insanlara rastlamıyor musunuz?
İnsanoğlu yeni bir dönemin kapı eşiğinde, değişimin sancılarını yaşıyor.
Dışarıdan bakmayı becerebildiğinizde bu kaosu rahatça görebiliyorsunuz. Üstüste duyduğumuz doğa felaketleri bile aslında dünyanın yeni döneme uyum sancıları.
Zaman zaman umutsuzluğun kapanı içine almaya çalışsa da ben hala umutluyum gelecekten. Bir süre daha bu karmaşa sürecek ama arkasında insanlığın yeni çağında herşeyin bir sebebi olduğunu anlayacaksınız.
Havaya kalkan taşlar yavaş yavaş yerine oturacak.
Bize düşen ise, bu dönemi kendimize dönerek, iç huzurumuzu sağlayarak ve mümkün oldukça bizi aşağıya çeken, karamsarlığa iten uyaranlardan kaçarak geçirmek.
İçimizde kabaran öfke hissini doğayla zaman geçirerek topraklamaya zaman vermeliyiz.
Okuduğumuzu, dinlediğimizi, izlediğimizi özenle seçmeliyiz.
Nefret, öfke, kavga dolu sahneleri çocuklarımıza yaşatmamalıyız.
Ruhumuzu sevgiyle, huzurla besleyecek uğraşlar edinmeliyiz.
Sevmeye ve sevilmeye izin vermeliyiz.
Çünkü tüm bu karmaşanın tek antidotu var; Saf Sevgi.
Herkes kendi realitesini yaratır ve orada yaşar. O yüzden başkalarının karanlık realiteleri sizin gerçekliğiniz olmak zorunda değil.
Bizler karanlığın, ışığımızı altetmesine izin vermemeliyiz.
Şunu unutmayın zifiri karanlık içinde ufacık bir mum ışığı bile aydınlığı başlatmaya yeter.

Sevgiyle kalın

Erkan Sarıyıldız