İnsanın en çok neye ihtiyacı var diye düşünürken Beatles’ın ünlü şarkısı kulaklarıma çalındı. Birden bir şimşek çaktı zihnimde.
“All you need is love” ( İhtiyacın olan tek şey sevgi )
İnsanlığın esasında temel sorunu sevgisizlik.
Evet gerçekten insanlığın en büyük açlığı sevgiye. Sadece çocuklar değil biz büyüklerin de sevgiye o kadar ihtiyacı var ki.
Etrafıma baktığımda ve dünyadaki olayları ve kargaşayı gördüğümde bu kaotik filmin alt yazısında -Sevgiye ihtiyacım var – o kadar büyük puntolarla görülüyor ki.
Çocukluğumuzda yuvalarımızda sevgiye doymuşken erişkinlik dönemine geldiğimizde toplumun ezici çarkları arasında o kadar özlüyoruz ki bu sıcaklığı. Yaşamın tekdüzeliği, herkesin sadece “Kazan, kazan” mantığıyla kurduğu ilişkilerin yüzeyselliği, soğuk kapitalist düzenin acımasız çarkları içinde bu en önemli ihtiyacımızı karşılayamıyoruz.
Çocukluk döneminde bizleri seven insanlar aynı zamanda bizle ilgilendikleri için bu model zihnimizde kalıp olarak bulunur.
Dikkat çek-Sevgi al
Bu kalıp, yaşam boyu sevgiye ihtiyacımız olduğunda kullandığımız bir metod haline geliyor.
Sevgi açlığı içindeki insanlar toplumda dikkatleri üstlerine çekmeye çalışıyor. Çünkü dikkat çektiğinde bir şekilde ardından sevgi geleceği beklentisi içinde.
Tabii ki her insanın dikkat çekme yolu farklı olduğu için kimisi bunu yapıcı bir şekilde uyguluyor, kimisi yıkıcı.
Alanlarında en iyi olma, sanat alanında yükselme veya gösteri sanatlarında sivrilme vs.vs. Herkes bir alanda ünlü olmaya çalışıyor. Popüler kültür de bunun üzerine kurulu. Herkes ün peşinde. PopArt’ın en önemli siması Andy Warhol’un bir lafı çok yerinde:
” Herkes birgün 15 dakikalığına ünlü olacak. ”
İşte tam o çağdayız. Yüzlerce ne olduğu belirsiz canlı showlarda insanlar yaşamlarının en mahrem yerlerini hiç çekinmeden insanlara sunup ünlü olmaya, dikkat çekmeye çalışıyor.
Magazin basını da buna çok güzel hizmet ediyor. Herkes içlerindeki sevgi açlığını dikkat çekerek doyurmak için her türlü aşırılığı ve saçmalığı transparan yaşamlarda sunarak sağlamaya çalışıyor.
Küçük yaşta şöhret basamaklarını tırmanan kişiler ilerde aynı ilgiyi göremeyince bağımlılıklar, intiharlar geliyor ardından.
İntihar girişimlerinin büyük bir çoğunluğunda gerçekte kişi ölmek istemez. Orda esas söylemek istediği “Benim sevgisizliğime çare bulun” dur. O yüzden de intihar edenlerin bir çoğu birilerinin görebileceği alanlarda eylemini gerçekleştirir veya gerçekten hayatı sonlandıracağı yöntemler yerine başarısız yöntemler kullanır.
Tüm bunlar esasında ” SEVGİ İHTİYACIM VAR!!!! ” çağrısı
Bunlar yine de yaratıcı alanlar. Diğer bir yan ise dikkat çekmeyi yıkıcılıkla sağlamaya çalışmak. Hırsızlık, tecavüz, cinayet eylemleriyle kişi susuzluk çektiği sevgi duygusunu dikkat çekerek kazanmaya çalışıyor. Özellikle seri katillerin ve suçluların biografileri incelendiğinde daha çok sevgi açlığı içeren bir çocukluk dönemi geçirdiği görülür.
Etrafınızı gözleyin bir kişi ne kadar öfke dolu, ne kadar acı dolu, ne kadar abartılı eylemlerde bulunuyorsa o kişinin içindeki sevgi açlığının çığlıklarıdır kulağınıza gelen, önünüzde oynanan.
Sevgi açlığı çeken sadece insanlar değil. Aynı zamanda gezegenimizde sevgi açlığı içinde. Bizlere beslenmek istediğini, zarar görmek istemediğini söylüyor, üzerinde sevgi tohumları yeşertmemiz için bağırıyor. Bizim dikkatimizi çekmek için depremler, fırtınalar, seller oluşturuyor.
“Yardıma ihtiyacım var?”
Diğer dikkat çekmek isteyenler gibi bizlere gösteriyor sevgi açlığını.
Bizler ışığın savaşçılarıyız. Etrafa sevgi tohumlarını serpmek bizim görevimiz. Bu tohumlar zamanı geldiğinde harika çiçeklerini açacaklardır.
Dünyamızın sevgi dolu, yaşanılası bir yer halinde devam etmesini istiyorsak sevgi enerjisiyle beslemeliyiz yerküreyi. Sevgi olan yerde negatif duygular barınamaz.
İnsanlara sevgi dolu ve önemseyerek yaklaşmalıyız. Sevgi verildiğindeki tatmin duygusunun dikkat çekmek için uygulanan şiddet, korku ve reddetmeden daha yüksek olduğunu göstermeliyiz.
Çocuklarımıza sevgi ve güven dolu ortamlar sağlamalıyız. Çocuklarımızın özgüvenli, özsaygılı ve kendini seven bireyler olması için gereklli imkanları sunmalıyız.
Sevgiye doymuş birisinde dikkat çekmek ihtiyacı yoktur. Bu ihtiyaç olmayınca da kendi gibi olmadığı eylemlerde bulunmaz. Çünkü o zaten sevgiye aşinadır ve sahiptir.
Çocuklarımız için yetişirken gereken önlemler aldık da erişkinlere ne yapabiliriz ?
Etrafınızla sevgiyi ve ilgiyi paylaşın. Bazen basit bir gülücük mucizeler yaratabilir.
İnsanları gerçekten gönülden dinleyin. Onları özel hissettirin. Elimizdeki sınırsızca verebileceğimiz tek zenginlik sevgi. Bedava ve sonsuz miktarda.
Duygusal yaraların en iyi şifacısı sevgidir.
Tüm ihtiyaçların cevabıdır.
Sevgimizi ihtiyacı olan herkesle paylaşalım. Sevginin büyüdüğünü ve değişimin gerçekleştiğini izleyin.
ALL WE NEED IS LOVE
Sevgiyle kalın
Erkan Sarıyıldız
“All you need is love” ( İhtiyacın olan tek şey sevgi )
İnsanlığın esasında temel sorunu sevgisizlik.
Evet gerçekten insanlığın en büyük açlığı sevgiye. Sadece çocuklar değil biz büyüklerin de sevgiye o kadar ihtiyacı var ki.
Etrafıma baktığımda ve dünyadaki olayları ve kargaşayı gördüğümde bu kaotik filmin alt yazısında -Sevgiye ihtiyacım var – o kadar büyük puntolarla görülüyor ki.
Çocukluğumuzda yuvalarımızda sevgiye doymuşken erişkinlik dönemine geldiğimizde toplumun ezici çarkları arasında o kadar özlüyoruz ki bu sıcaklığı. Yaşamın tekdüzeliği, herkesin sadece “Kazan, kazan” mantığıyla kurduğu ilişkilerin yüzeyselliği, soğuk kapitalist düzenin acımasız çarkları içinde bu en önemli ihtiyacımızı karşılayamıyoruz.
Çocukluk döneminde bizleri seven insanlar aynı zamanda bizle ilgilendikleri için bu model zihnimizde kalıp olarak bulunur.
Dikkat çek-Sevgi al
Bu kalıp, yaşam boyu sevgiye ihtiyacımız olduğunda kullandığımız bir metod haline geliyor.
Sevgi açlığı içindeki insanlar toplumda dikkatleri üstlerine çekmeye çalışıyor. Çünkü dikkat çektiğinde bir şekilde ardından sevgi geleceği beklentisi içinde.
Tabii ki her insanın dikkat çekme yolu farklı olduğu için kimisi bunu yapıcı bir şekilde uyguluyor, kimisi yıkıcı.
Alanlarında en iyi olma, sanat alanında yükselme veya gösteri sanatlarında sivrilme vs.vs. Herkes bir alanda ünlü olmaya çalışıyor. Popüler kültür de bunun üzerine kurulu. Herkes ün peşinde. PopArt’ın en önemli siması Andy Warhol’un bir lafı çok yerinde:
” Herkes birgün 15 dakikalığına ünlü olacak. ”
İşte tam o çağdayız. Yüzlerce ne olduğu belirsiz canlı showlarda insanlar yaşamlarının en mahrem yerlerini hiç çekinmeden insanlara sunup ünlü olmaya, dikkat çekmeye çalışıyor.
Magazin basını da buna çok güzel hizmet ediyor. Herkes içlerindeki sevgi açlığını dikkat çekerek doyurmak için her türlü aşırılığı ve saçmalığı transparan yaşamlarda sunarak sağlamaya çalışıyor.
Küçük yaşta şöhret basamaklarını tırmanan kişiler ilerde aynı ilgiyi göremeyince bağımlılıklar, intiharlar geliyor ardından.
İntihar girişimlerinin büyük bir çoğunluğunda gerçekte kişi ölmek istemez. Orda esas söylemek istediği “Benim sevgisizliğime çare bulun” dur. O yüzden de intihar edenlerin bir çoğu birilerinin görebileceği alanlarda eylemini gerçekleştirir veya gerçekten hayatı sonlandıracağı yöntemler yerine başarısız yöntemler kullanır.
Tüm bunlar esasında ” SEVGİ İHTİYACIM VAR!!!! ” çağrısı
Bunlar yine de yaratıcı alanlar. Diğer bir yan ise dikkat çekmeyi yıkıcılıkla sağlamaya çalışmak. Hırsızlık, tecavüz, cinayet eylemleriyle kişi susuzluk çektiği sevgi duygusunu dikkat çekerek kazanmaya çalışıyor. Özellikle seri katillerin ve suçluların biografileri incelendiğinde daha çok sevgi açlığı içeren bir çocukluk dönemi geçirdiği görülür.
Etrafınızı gözleyin bir kişi ne kadar öfke dolu, ne kadar acı dolu, ne kadar abartılı eylemlerde bulunuyorsa o kişinin içindeki sevgi açlığının çığlıklarıdır kulağınıza gelen, önünüzde oynanan.
Sevgi açlığı çeken sadece insanlar değil. Aynı zamanda gezegenimizde sevgi açlığı içinde. Bizlere beslenmek istediğini, zarar görmek istemediğini söylüyor, üzerinde sevgi tohumları yeşertmemiz için bağırıyor. Bizim dikkatimizi çekmek için depremler, fırtınalar, seller oluşturuyor.
“Yardıma ihtiyacım var?”
Diğer dikkat çekmek isteyenler gibi bizlere gösteriyor sevgi açlığını.
Bizler ışığın savaşçılarıyız. Etrafa sevgi tohumlarını serpmek bizim görevimiz. Bu tohumlar zamanı geldiğinde harika çiçeklerini açacaklardır.
Dünyamızın sevgi dolu, yaşanılası bir yer halinde devam etmesini istiyorsak sevgi enerjisiyle beslemeliyiz yerküreyi. Sevgi olan yerde negatif duygular barınamaz.
İnsanlara sevgi dolu ve önemseyerek yaklaşmalıyız. Sevgi verildiğindeki tatmin duygusunun dikkat çekmek için uygulanan şiddet, korku ve reddetmeden daha yüksek olduğunu göstermeliyiz.
Çocuklarımıza sevgi ve güven dolu ortamlar sağlamalıyız. Çocuklarımızın özgüvenli, özsaygılı ve kendini seven bireyler olması için gereklli imkanları sunmalıyız.
Sevgiye doymuş birisinde dikkat çekmek ihtiyacı yoktur. Bu ihtiyaç olmayınca da kendi gibi olmadığı eylemlerde bulunmaz. Çünkü o zaten sevgiye aşinadır ve sahiptir.
Çocuklarımız için yetişirken gereken önlemler aldık da erişkinlere ne yapabiliriz ?
Etrafınızla sevgiyi ve ilgiyi paylaşın. Bazen basit bir gülücük mucizeler yaratabilir.
İnsanları gerçekten gönülden dinleyin. Onları özel hissettirin. Elimizdeki sınırsızca verebileceğimiz tek zenginlik sevgi. Bedava ve sonsuz miktarda.
Duygusal yaraların en iyi şifacısı sevgidir.
Tüm ihtiyaçların cevabıdır.
Sevgimizi ihtiyacı olan herkesle paylaşalım. Sevginin büyüdüğünü ve değişimin gerçekleştiğini izleyin.
ALL WE NEED IS LOVE
Sevgiyle kalın
Erkan Sarıyıldız