Öyle önemli bir zamanda yaşıyoruz ki. Yeni bir çağın eşiğindeyiz. İnsanlık bu yeni çağa ve değişen enerjilere uyumlanma sürecinde bir çok değişimlerle karşı karşıya. Bir çoğumuz farketmişizdir; içimizde çözemediğimiz bir heyecan hissi, zaman zaman öfke patlamaları, çarpıntı atakları, hergün değişen ruh halleri içindeyiz. Çoğu zaman kendimizi anlayamıyoruz.
Dünya da çıldırmış durumda. Ekonomik olarak ciddi bir kriz yaşanıyor, insanlar işsiz, açlık sınırında yaşayan yüzlerce kişi var ve üstüne üstlük her kıtada savaş üstüne savaş. Tüm devletlerin milli gelirlerinin büyük bir bölümü eğitim ve sağlık yerine silahlanmaya ayrılıyor.
Hatta buna sevgili yerküremiz de katılmış. Yeni enerji geçişi sancılı sürüyor. Depremler, fırtınalar, tsunamiler, seller, su baskınları ve kitlesel insan ölümleri gündemimizden inmiyor. Mevsimler değişiyor, küresel ısınma tüm yaşamımızı etkilemekte. Bu arada hastalıklar dizboyu, kanserler bir salgın gibi yayılmakta; daha önce ilaçla 1 hafta ilaçsız 7 günde geçen gripler bile tarzını değiştirmiş, yüzlerce masum insanı kaybetmekteyiz.
Çocuklarımız gelecekten umutsuz, beklentileri azalmış, ilişkilerde güvensizlik diz boyu. Yönetici kademelerini halkının çıkarından çok kendi çıkarları peşinde koşan insanlar doldurmuş.
Bunlar niye oluyor ?
Tüm bunlar yeni çağa geçişin doğum sancıları. Ne yazık ki doğum süreci içinde sancılar bir süre daha artarak sürecek.
Bu arada bu kadar karamsar tablonun yanında çok önemli bir gelişmede söz konusu; hepimizin yaratma gücü katbe kat artmış durumda. Ne istesek olduracak bir güce sahibiz. Bu öyle bir güç ki. Doğru kullanmayı öğrendiğimizde ol deyince olduracak, dur deyince durduracak düzeyde.
Elimizde güzellik de, kötülük de yaratabilecek çok güçlü bir silahımız var.
Gücü kullanmak önce düşünmekle başlar. Düşünce eylemin ilk basamağıdır. Ardından düşünce söze geçirilir ve eylem gerçekleşir. Yani sıralama:
Gez – Göz – Arpacık
Düşünce – Söz- Eylem
Düşünce oluştuğunda evrensel süreç başlamıştır. Mesaj gönderilir evrene. Fakat bu yaptırımın hayata geçmesi için söze dökülmesi lazımdır. Söze dökülen şey eylemin kilidini açar. Ardından hareket gelişir.
Gücümüzün bu kadar arttığı bir dönemde, yaratımın her basamağından sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız. Aklımızdan bir şey geçirmek bile bu süreci başlatabilir.
O yüzden bu silahı sevginin ve barışın yolunda kullanmalıyız.
Hayatımızda olumsuz resimler oluşturacak filmleri, kitapları, yayınları reddedelim. Çocuklarımıza sevgi dolu, huzur dolu ortamlar sağlayalım.
Kendimizi çalışalım, eğitelim ve geliştirelim.
Etrafımızda, ilişkilerimizde güzellikler yaratalım .
Dünyamızı kitlesel yıkım araçlarından temizleyelim.
Her gün barış ve sevgi için dua edelim.
Bizler yaşadığımız dünyayı ve insanlığı yeni çağa taşıyacak neferleriz. Bu sancılı değişim sürecinde her bireyin üstüne düşen görev, yaratımlarını sevgi ve barışa yönlendirmektir.
Hayatımızın her bölümünde ve her yaptığımız eylemde sevgi bize önderlik etmeli.
Yeni çağa geçişin rahat olması için Sevgi seferberliği ilan ediyorum.
VE SEVGİ KURTARACAK DÜNYA’YI
Erkan Sarıyıldız
Dünya da çıldırmış durumda. Ekonomik olarak ciddi bir kriz yaşanıyor, insanlar işsiz, açlık sınırında yaşayan yüzlerce kişi var ve üstüne üstlük her kıtada savaş üstüne savaş. Tüm devletlerin milli gelirlerinin büyük bir bölümü eğitim ve sağlık yerine silahlanmaya ayrılıyor.
Hatta buna sevgili yerküremiz de katılmış. Yeni enerji geçişi sancılı sürüyor. Depremler, fırtınalar, tsunamiler, seller, su baskınları ve kitlesel insan ölümleri gündemimizden inmiyor. Mevsimler değişiyor, küresel ısınma tüm yaşamımızı etkilemekte. Bu arada hastalıklar dizboyu, kanserler bir salgın gibi yayılmakta; daha önce ilaçla 1 hafta ilaçsız 7 günde geçen gripler bile tarzını değiştirmiş, yüzlerce masum insanı kaybetmekteyiz.
Çocuklarımız gelecekten umutsuz, beklentileri azalmış, ilişkilerde güvensizlik diz boyu. Yönetici kademelerini halkının çıkarından çok kendi çıkarları peşinde koşan insanlar doldurmuş.
Bunlar niye oluyor ?
Tüm bunlar yeni çağa geçişin doğum sancıları. Ne yazık ki doğum süreci içinde sancılar bir süre daha artarak sürecek.
Bu arada bu kadar karamsar tablonun yanında çok önemli bir gelişmede söz konusu; hepimizin yaratma gücü katbe kat artmış durumda. Ne istesek olduracak bir güce sahibiz. Bu öyle bir güç ki. Doğru kullanmayı öğrendiğimizde ol deyince olduracak, dur deyince durduracak düzeyde.
Elimizde güzellik de, kötülük de yaratabilecek çok güçlü bir silahımız var.
Gücü kullanmak önce düşünmekle başlar. Düşünce eylemin ilk basamağıdır. Ardından düşünce söze geçirilir ve eylem gerçekleşir. Yani sıralama:
Gez – Göz – Arpacık
Düşünce – Söz- Eylem
Düşünce oluştuğunda evrensel süreç başlamıştır. Mesaj gönderilir evrene. Fakat bu yaptırımın hayata geçmesi için söze dökülmesi lazımdır. Söze dökülen şey eylemin kilidini açar. Ardından hareket gelişir.
Gücümüzün bu kadar arttığı bir dönemde, yaratımın her basamağından sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız. Aklımızdan bir şey geçirmek bile bu süreci başlatabilir.
O yüzden bu silahı sevginin ve barışın yolunda kullanmalıyız.
Hayatımızda olumsuz resimler oluşturacak filmleri, kitapları, yayınları reddedelim. Çocuklarımıza sevgi dolu, huzur dolu ortamlar sağlayalım.
Kendimizi çalışalım, eğitelim ve geliştirelim.
Etrafımızda, ilişkilerimizde güzellikler yaratalım .
Dünyamızı kitlesel yıkım araçlarından temizleyelim.
Her gün barış ve sevgi için dua edelim.
Bizler yaşadığımız dünyayı ve insanlığı yeni çağa taşıyacak neferleriz. Bu sancılı değişim sürecinde her bireyin üstüne düşen görev, yaratımlarını sevgi ve barışa yönlendirmektir.
Hayatımızın her bölümünde ve her yaptığımız eylemde sevgi bize önderlik etmeli.
Yeni çağa geçişin rahat olması için Sevgi seferberliği ilan ediyorum.
VE SEVGİ KURTARACAK DÜNYA’YI
Erkan Sarıyıldız