Akşam sabahı, sabah akşamı, gün geceyi, akrep yelkovanı, yelkovan beni, sürekli, sürekli.
Bütün günler aynı devinim içinde. Hep yetişme, hep yetiştirme, hep olma, oluşturma telaşında. İşte buna hayat diyorlar.
İnsan bu koşturma içinde hayatın anlamını sorgulayacak bile zaman bulamıyor. Nereye gidiyorum, neler oluyor, nasıl yapıyorum demeye fırsat bulamıyor ne yazık ki.
Ben bir farklılık yapıp sorgulamayı seçenlerdenim.
Hayat koşturması içinde akıntının hengamesinde başı sonu belli bir rotada sürükleniyoruz. Peki madem herkes aynı akıntıda sürükleniyorken, yaşamanın anlamı neresinde saklı bu koşturmanın?
Mezar taşında yazan iki tarih arası mı sadece bu yücelttiğimiz hayatlarımız, yoksa tire işaretinin içine neler sakladığımız, sığdırdığımızla mı alakalı?
Çocukluğumuzu erişkinliğe koşarken, ergin olmaya çalışırken heba ederiz çoğunlukla. Hep oynanmamış oyunlar, söylenmemiş şarkılar durur ceplerimizde. Ardından erişkinliğimizde yaşamın soğuk çelikten çarklarına takılır, döner dururuz. Bu arada yaşadığımız güzelliklerin farkına varmaktan çok mükemmellikler yaratmak için debeleniriz. Daha iyiyi, daha çoğu yaratmak yaşam düsturumuz olur. Sonrada söylenmemiş sözlerin, yapılmamışlıkların ağır yüküyle sırtımız kamburlaşır. Seneler de cabası; 20’ler 30’lar 40’ lar öyle hızla değişir ki daha bir öncekini söylemeye dilimiz alışamamışken bir diğer dekad koşturur yerleşir yerine.
İşte bu arkası gelmez rutinin içinde önemli olan hayatımıza kattığımız değerlerdir.
Belli bir yaşa geldiğinizde belinizi büken en büyük ağırlık keşkelerin ağırlığı. Ağırlıksız tüy gibi yaşamaksa büyük keyif. Hiçbir zaman keşkeler oluşturmadan yaşamaya çalışmak lazım.
İş her zaman iştir. Kimse sizi ileride yaptığınız işteki başarınızla anmayacak. Daha doğrusu bu dünyadan göçtükten sonra anılmanın sizin için önemi olmayacak. Daha iyi bir banka müdürü olabilirsiniz, daha iyi bir doktor , daha iyi bir mimar. Ama her başarının bir dahası vardır. Sizi diğerlerinden bunlar ayırmıyor.
O yüzden yaşamımıza, rutin yaşam yolları dışında bir veya birkaç paralel yol açmalıyız.
Böylece hayatınızın rutininin getirdiği mengene baskısından kaçabileceğiniz yan bir alan yaratmışsınızdır.Yaşam sizin için sadece iş-ev rotasında geçen sıradan halinden çıkar.
Bunu başarabilen insan işinden emekli olsa da bir çoklarının yapığı gibi hayattan da emekli olmaz. Sadece bir yol kapanmıştır sizin için . Diğer yolda geçireceğiniz zamanınız daha da artar ve bu yolda yaşam aynı güzelliğiyle devam eder.
Senelerdir hızlı bir trende yaşar iken, tren durup yere indiğinizde nereye gideceğini bilemeyen şaşkın şaşkın bakınanlardan olmazsınız.
“Ben hayatıma sadece işimi sığdırabiliyorum. Hatta zamandan taşıyor işlerim.” en çok kullanılan bahaneler. Biliyorum bir bakış açısından haklısınız. Ama şunu da biliyorum ki, zamanınızın efendisi sizlersiniz. İyi bir zaman yönetimiyle işe rağmen yaşamaya devam edebilirsiniz. Hepinizin eminim o kadar değerleri vardır ki paylaşacağı, üreteceği, yayacağı.
Hayat tek bir paralelde yaşanmayacak kadar zenginlikler sunuyor hepimize. Porsche arabada 2. viteste gitmek gibi heba etmeyin elinizdeki potansiyelleri.
Hadi canlanın.
Daha yapacak çok şey var.
Sizden ricam, bana paralel yollarda ürettiklerinizi gönderirseniz grubumuzda paylaşalım. Hem kendinize bir hayran kitlesi oluşturun hem de en önemlisi bir şey yapabiliyorumu kendinize gösterin ( En azından ben baş hayranınız olmaya hazırım)
Sevgiyle kalın
Erkan Sarıyıldız
Bütün günler aynı devinim içinde. Hep yetişme, hep yetiştirme, hep olma, oluşturma telaşında. İşte buna hayat diyorlar.
İnsan bu koşturma içinde hayatın anlamını sorgulayacak bile zaman bulamıyor. Nereye gidiyorum, neler oluyor, nasıl yapıyorum demeye fırsat bulamıyor ne yazık ki.
Ben bir farklılık yapıp sorgulamayı seçenlerdenim.
Hayat koşturması içinde akıntının hengamesinde başı sonu belli bir rotada sürükleniyoruz. Peki madem herkes aynı akıntıda sürükleniyorken, yaşamanın anlamı neresinde saklı bu koşturmanın?
Mezar taşında yazan iki tarih arası mı sadece bu yücelttiğimiz hayatlarımız, yoksa tire işaretinin içine neler sakladığımız, sığdırdığımızla mı alakalı?
Çocukluğumuzu erişkinliğe koşarken, ergin olmaya çalışırken heba ederiz çoğunlukla. Hep oynanmamış oyunlar, söylenmemiş şarkılar durur ceplerimizde. Ardından erişkinliğimizde yaşamın soğuk çelikten çarklarına takılır, döner dururuz. Bu arada yaşadığımız güzelliklerin farkına varmaktan çok mükemmellikler yaratmak için debeleniriz. Daha iyiyi, daha çoğu yaratmak yaşam düsturumuz olur. Sonrada söylenmemiş sözlerin, yapılmamışlıkların ağır yüküyle sırtımız kamburlaşır. Seneler de cabası; 20’ler 30’lar 40’ lar öyle hızla değişir ki daha bir öncekini söylemeye dilimiz alışamamışken bir diğer dekad koşturur yerleşir yerine.
İşte bu arkası gelmez rutinin içinde önemli olan hayatımıza kattığımız değerlerdir.
Belli bir yaşa geldiğinizde belinizi büken en büyük ağırlık keşkelerin ağırlığı. Ağırlıksız tüy gibi yaşamaksa büyük keyif. Hiçbir zaman keşkeler oluşturmadan yaşamaya çalışmak lazım.
İş her zaman iştir. Kimse sizi ileride yaptığınız işteki başarınızla anmayacak. Daha doğrusu bu dünyadan göçtükten sonra anılmanın sizin için önemi olmayacak. Daha iyi bir banka müdürü olabilirsiniz, daha iyi bir doktor , daha iyi bir mimar. Ama her başarının bir dahası vardır. Sizi diğerlerinden bunlar ayırmıyor.
O yüzden yaşamımıza, rutin yaşam yolları dışında bir veya birkaç paralel yol açmalıyız.
Böylece hayatınızın rutininin getirdiği mengene baskısından kaçabileceğiniz yan bir alan yaratmışsınızdır.Yaşam sizin için sadece iş-ev rotasında geçen sıradan halinden çıkar.
Bunu başarabilen insan işinden emekli olsa da bir çoklarının yapığı gibi hayattan da emekli olmaz. Sadece bir yol kapanmıştır sizin için . Diğer yolda geçireceğiniz zamanınız daha da artar ve bu yolda yaşam aynı güzelliğiyle devam eder.
Senelerdir hızlı bir trende yaşar iken, tren durup yere indiğinizde nereye gideceğini bilemeyen şaşkın şaşkın bakınanlardan olmazsınız.
“Ben hayatıma sadece işimi sığdırabiliyorum. Hatta zamandan taşıyor işlerim.” en çok kullanılan bahaneler. Biliyorum bir bakış açısından haklısınız. Ama şunu da biliyorum ki, zamanınızın efendisi sizlersiniz. İyi bir zaman yönetimiyle işe rağmen yaşamaya devam edebilirsiniz. Hepinizin eminim o kadar değerleri vardır ki paylaşacağı, üreteceği, yayacağı.
Hayat tek bir paralelde yaşanmayacak kadar zenginlikler sunuyor hepimize. Porsche arabada 2. viteste gitmek gibi heba etmeyin elinizdeki potansiyelleri.
Hadi canlanın.
Daha yapacak çok şey var.
Sizden ricam, bana paralel yollarda ürettiklerinizi gönderirseniz grubumuzda paylaşalım. Hem kendinize bir hayran kitlesi oluşturun hem de en önemlisi bir şey yapabiliyorumu kendinize gösterin ( En azından ben baş hayranınız olmaya hazırım)
Sevgiyle kalın
Erkan Sarıyıldız