Yükleniyor...

Yazılarım

EEE HADİ AMA..
İçimde öyle tembel, öyle mızmız bir alan var ki bazen oyunlarına şaşırıyorum. O kadar çok yapacak işim, söyleyecek sözüm, yazacak kelamım varken şöyle yumuşacık bir battaniyenin altında kıvrılıp uzanmaya, sadece sıcacık bir çay içmeye odaklanarak bir ömür geçirmeye müsait.

“Amaaan boşver, nasıl olsa yaparsın”

Ve öyle de inandırıcı ki

” Yapsan ne olacak, şimdiye kadar yaptıklarına saysınlar.”

Evet ya öyle, şimdi şu rahatı bozmaya ne gerek var, otur oturduğun yerde oğlum, nasıl olsa zamanı gelince yaparsın.

Çok sevdiğim bir laf mottom haline geldi.

“Eğer bir gün sonraya yetişecek bir şeyin varsa daha 23 saatin var, son anda yaparsın”

Etrafıma bakıyorum da bu motto çok moda. Herkes bu gerçekliği öyle benimsemiş, öyle içselleştirmiş ki yararlı bir şey olsa emin olun kimse suratına bakmaz ama bu düşünce herkesin gündeminde. 23 saat umarsızlık son bir saatte de yetiştirme telaşı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi havalı bir laf yerleşti herkesin diline.

“Bana 24 saat yetmiyor şekerim, bir koşturmaca, bir karmaşa, kendime ayıracak zaman bulamıyorum.”

Arada haykırasım geliyor:

“Tabii ki yetmez, nasıl yetsin. Kendini yapmaya odaklayıp motive edeceğine, nasıl yapacağım, yapabilir miyim, sonra yaparım, dur bakalım, yapmasam mı? caydırıcılarının arasında boğulup, en büyük zamanı bunlara ayırarak, yapma eylemine ufacık zaman bırakırsan gün de yetmez, ay da yetmez, yıl da.

Bir süre bu alan beni yönetirken baktım ki hiçbir şeyi zamanında yetiştiremeyeceğim. Ertelemekle, ötelemekle geçirdiğim ölü zamanların hiçbir katkısı yok hayatıma. Sadece battaniyenin sıcaklığının keyfi ve ağzımdaki buruk çay tadından başka kenarda dağ gibi birikmiş hayallerim.

Kendime panzehir olarak yeni bir ses yarattım. Bana sürekli

“E hadi ama, yap yapacağını artık” diyor.

Miskinle, ateşli kendi aralarında sürekli atışma halindeler, ben ise onların bu deli haklı olma savaşlarını izliyorum. Ama gün geçtikçe ufak haylaz başarmaya başladı ve sesi gittikçe yükseldi.

Peki sen farklı mısın?

Aynaya bak ve kendini gör. Çıkmaz ayın son pazartesilerine yüklediğin kararlar, yaşamını daha anlamlı kılacak yaratımlar, gerçekleştireceğinden ümidini kesmiş hayaller orada duruyorken miskinliğe gerek yok. “Amaan boşverler” aslında senin kendine yaptığın ihanetlerin. Yeni başlangıçların, yeni kararların zamanı geldi de çattı. Hayatını öteleyerek eski tas eski hamam yaşamlardan daha iyisini hakkediyorsun.

Ne duruyorsun, “E hadi ama..”